Arzuhâlim// çocukluğumun gözlerinden öpen kadına // biraz zaman geçtikçe nasıl da yıllanıyoruz değil mi açık mektuplar gibi dağılıp dilin sivri ucunda birikmiş sözcüklere malzeme oluyoruz sonra da göğsümüzün orta yerine dökülüyor sustuklarımız gülüşlerimiz eziliyor yerimize bazen de özlemin yarasını sarıyoruz iki sohbetle kahve fallarıyla yıkayıp dünleri dibine vuruyoruz muhabbetin gün içinde zaman törpüsü ise boş durmuyor tabiki elinde ömrün kayıtsız satırları siliniyor her yazısı ne çok eksilmiş ne çok ayrı kalmışız seninle be dostum arayıp sormak bir yana göz göze çoğaldığımız günler geldikçe aklıma karanlık bulaşıyor ruhumun aydınlığına düetlerimizden çığlıklarımıza kadar çok şey gömülmüş meğerse eskinin kuyusuna Arzu’m ne kadar söylesekte sevgimiz büyük diye bu gerçeğe yaslanmadıkça yaşıyor sayılır mıyız sence bana çocukluğumu getir , sana bugünden yarını anlatayım ! Dostum , yoldaşım Arzu UZUNER ’e en kalbi duygularımla küçük bir hediye ! ( si maoropen bozomota ) 02/01/2017 eMİNeYZAMAN 17;00 |
dilin sivri ucunda birikmiş sözcüklere malzeme '' olmak...
ne güzel anlatmışsınız... susmak da çözüm değil.
''bana çocukluğumu getir , sana bugünden yarını anlatayım !''
Bu malzeme kaliteli... adına tecrübe diyorlar..
Kutlarım.