İHSAN ŞOLA BİZE TAŞ ATMIŞ
Kadim Dostum, İhsan Şola, arada bir böyle bana taş atar
Bende cevabını veririm. KAŞINIYORUM LÜZUMSUZ Küllükte mi yatıp geldin Lüzumsuz, Saçlarında iki karış toz gördüm. Kimin bostanına daldın Lüzumsuz? Tarlalarda senden kalan iz gördüm. Bilmiyorum hangi dağı gezersin, Taşların dibine yatar sızarsın, Tilkiye tavşana türkü yazarsın, Elinde bir kolu kırık saz gördüm. Traş olmadın mı ensen kıllanır? Neden böyle elin yüzün çillenir? Diyorlar ki Lüzumsuz çok yellenir, Sanma kuru fasulyeyi az gördüm. Mutfağa girmekten bitlenmiş başın, Kepçeyi yiyince kırılmış dişin, İyice pişmemiş şu bulgur aş’ın, İçinde de iki kilo tuz gördüm. Kılıbıklık damarına işlemiş, Son haberde yenge seni haşlamış, ŞOLA sana acımaya başlamış, Hep karşımda yamuk yumuk poz gördüm. İhsan ŞOLA **************************************************** İHSAN ŞOLA’YA CEVABIMIZDIR Küllükte eşinmem tavuk değilim Kaşağı demirden gör be İhsanım Ne karpuz, ne bostan, lavuk değilim Vallahi gözlerin, kör be İhsanım Hava kış ya hani, dağ tepe buzlu Proğram yapıyom, hem sazlı sözlü Fedaiyle birlik, hem sizli, bizli Ozana tel ile sor be İhsan’ım Berberim uzakta, henüz gitmedim Senin gibi, sabah erken ötmedim Hele hele bol keseden atmadım Valla senin işin zor be İhsan’ım Ne mutfak bilirim, nede başta bit Benim dişim sağlam, sen kendin avut Bulgur pilavıyla sen taşı da yut Haydi bana kazak ör be İhsan’ım Sen ki kılıbığın, başısın başı Ne çabuk unuttun yediğin taşı Sakın ısırma ha, olmadan aşı Yüzünden akıyor, ter be İhsan’ım Lüzümsuz diyor ki Ey Şola dinle Çuvaldızı dürttüm, istersen inle Niye bana öyle bakarsın kinle Ara sıra selam ver be İhsan’ım Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |
Kutlarım..
……………………………………Saygı ve Selamlar…