1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1125
Okunma

Annem...
Yalnız kalmıştı
Bilmem ki babama ne kadar yakındı
Muhabbet ve samimiyet bir zamanlarda kalmıştı
Babam annemin asası ve emir kulu olmak zorunda bırakıldı
Yalnızdı, derin derin uzaklarda yaşardı, anneme umutsuz vakıa gibi bakardı
Babam bir ikinde namazını eda ederken seccadenin üzerine yığıp kaldı, o an yine yalnızdı
Annem nihayet gelince farkına vardı, pürtelaş çareler aradı, bir zaman sonra telaşla hakikati bizlere anlattı
Babamın şuuru kayıptı, nefes alan ve fakat gözleri kapalı bulunan feryattı, hekimler umutsuzca baktı ve sonra sabah ezanıyla en yakına vardı
Yalnızlık...
Beni bana anlatmalı
Bilinçaltım, bilinç üstüne çıkmalı
Arzu ettiğim, heveslendiğim için bitap eylememeli
Şahitlik yaptığım her ayet ibreti idrakime zerk ederek serinletmeli
Aklı karartan, tutku yaşatan, emel için koşturan hiç bir bağnazlığın sığınağı olmamalı
İnsan akleden, muhakemeyle fikir edinen, mütemadiyen bilincini geliştiren kul olmanın ihlasıyla yaşamalı
Babam...
Sessizce oturuyordu
Sanki umudu solan yolcuydu
Bezgin ve bitap hali yüzünden okunurdu
Ruhi yorgunluğu ve zihni vurgunluğu biliniyordu
Ne zaman gözlerine baksam hüzün kuşatır, yüreğime dokunurdu
Adeta garip ve mahzun bir konuktu, kimseye zararı dokunmayan okurdu
Onun bu halini anlamayan ve kalbi hassasiyeti bahaneler ve arzular için konu yapan halimden uzaklaşırdı
Mustafa Cilasun
5.0
100% (3)