1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
800
Okunma

Arayıp...
Dururum her yerde
Boynum bükük, hal sukut etse de
Kalbim bakar, gözlerim akar, aklım şaşar firkate
Haşyet içimde tutuşur, aşk meczubu hatırlatır sual edince
Giderim sessiz ve ıssız hüzün sahnelerine, gözlerimin anbean refakatiyle
Sevmişim, zannetmekten uzak, tutkulardan arındırarak, arzular bu aşka çok uzak kimselere söylemesem de
Artık...
Kanatlanıp uçsun umutlar
Vaktine muştu sunan feryatlar
Fecrin sükunetinde gözden akın eden yaşlar
Dağlıca da, Başbağlar da yüreğe hüzün zerk eden anlar
Milletin huzur ve selametini, birliğini yok etmeye kalkar düşmanlar
Mahzun bir şekilde ağlıyor suskun mezarlar, sessizce düşer solmuş yapraklar
Yüreğe taş bastıran, umut ve şevkini yok etmek için uğraşan, sabır dağlarını aştıran dinmeyen hırs ve hınçlar
Söyle...
Şimdi ne oldu
Nasıl bir hırs ki sizi savurdu
Din adına çıktığınız yol kime zindan oldu
Hangi desisenin sahibi olursan ol, entrikan seni vurdu
Kime ve hangi güce sığınırsan sığın, hak ve adalet milletin oldu
Sen ki nefsine ilahlık kapısı açan riyakardın, deşifre edildikçe gerçek niyetin ortaya çıktı
Kimi satın alırsan al, kimlere cennet vaat edersen et, yapmacık simsarlık ve sahtekarlık emellerini kuruttu
Mustafa Cilasun
5.0
100% (1)