Henüz
Henüz...
Hazır değildim Edebi talim eden fakirdim Sığ düşüncelerim, ufuksuz görüşlerim Mütereddit olan ve vehmi önceleyen zadeydim Sevgiyi şerh edecek kadar hal ehli olmayan cahildim Tutkuyu, arzuyu, hevesi onun yerine koyan derbederdim Aklın ve ruhun kemaliyetine yaşım kaç olursa olsun yabancı kişiydim Garip bir cür’etin bendinde asabiyet ve gaflete tevessül eden, zan besleyen beşerdim İçgüdüler ve ön yargıları vazgeçilmez gören adavettim, her güzel benim olmalı diyecek kadar bencildim Hidayet, kalbi inşirah, haşyet, ülfet, suhulet, saadet, akide ve arasata uzak duran, çok anlamayan emanettim Kader çabaya aşıktır, çaba hakkın rızasını aramaktır, yaşamak hak ve adaletin tesisinde, iyiliğin yanında olmak Kötülüğün karşısında kıyama kalkacak kadar azimet’e sarılmak, veli ve varis olan yegane dosta kul olmayı ilim ve irfan ehlinden öğrendim Şuur... Halinden uzaksa Niyetin keyfiyet için yaşamaksa Şahitlik yaptığın ayetler okunamıyorsa Her bahane ve avuntuların aklını karartıyorsa Ecelle dalga geçmek sıfatında cüret olarak görülüyorsa Her fırsat ve varlık senin olması için hadsizlik yapman hak sayılınca Şerrinden emin olmak ve münker haline muhatap olmamak için çare aranıyorsa Var git işine, zaten her halin nefsinin elinde, suretin insan olması kimin derdinde, cehaletin asaletin olunca Mustafa Cilasun |