SARIKAMIŞ ŞEHİDİNDEN PAŞAYA AÇIK MEKTUP
Yıl bin dokuz yüz on dört; eksi otuz derece…
Allahuekber Dağı doksan bin nefes Paşa’m! Dondurucu soğukta, cennetmekân sürece, Yürüdük on beş günde; dava mukaddes Paşa’m! Vatan denince akan sular birden durulur; Nerde bir gedik varsa o cepheye varılır; Millet Mehmetçik olur, silahına sarılır. İlahi bir aşktır bu, sanma ki heves Paşa’m! Seferberlik emriyle toplandık tümen tümen. Teçhizat, takviye yok; çarkı kırılmış dümen… Bit, tifüs ve açlıktı bizi meçhule gömen. Tek kurşun sıkamadan kara ettik pes Paşa’m! Kuru ekmek ve zeytin; başkaca tayın sorma. Ayakta bezden potin, sırtta incecik forma… Tipiye esir düştük; gel de yüreği yorma! Kör eden beyazlıktan hiç gelmiyor ses Paşa’m! Asker takatten düşmüş; kar kemirir dişleri. Zemheri rüzgârlarda savruldu geri geri. Bir asırdır bağrımda yüreğim yangın yeri. Senin için rahat ya, gerisi abes Paşa’m! Pera Palas’ta beyler, dedi, destan yazıldı. Çarpıtılan gerçeğe Moskof bile üzüldü. Portatif kazma, kürek; gündüz siper kazıldı. Gece çadırlarımız buzdan bir kafes Paşa’m! Ermeni ve Kazaklar katliamda ha bire. Köylerde taş üstünde taş bırakmadı bre! Kurşun, balta, süngüyle vahşet yaptı kefere. Biz dağda mahsur kaldık; ceza neyse kes Paşa’m! Sarıkamış yolunda yatar cennetin gülü. Şehit diriden diri; kim demiş bize “ölü”? Peygamber övgüsünde şehadettir ödülü. Savaşmadan kırıldık; bu nasıl lades Paşa’m? Mücella Pakdemir 2016 ULUSLAR ARASI SARIKAMIŞ ŞİİR YARIŞMASI’nda 2. lik ödülü... |
Kutlarım duyarlı yüreğin gönlünü