BİR CELLADIM VAR ARTIK KÜÇÜK ADAM-I
I
parmak uçlarımda,izi iki yaşında bir sessizlik gögsümün orta yerinde demir gibi ağır bir nefes takip eden sancılı bir hasret ayak izlerime basar hıncından gizem yolculuğu yalnızlıktan öte soylu ve kutsal soğukluğu kopuşun sonra herşey yeniden koşmaya başlasa küçük adam bunu nasıl anlatırız zamana gömülü utangaç hallerimize, kainatın efendisinin elinden salıverilmişiz söyle küçük adam daha kaç günahın hışmına uğrayacağız zamanın güneyinde ve hangi rengi iliştireceğiz kisik,ıslak sesimize doğusunda hayatın? II artik bir celladım var küçük adam hissiz ve sürgülü bir gizemden kılıçc yapıp ellerine verdim hep saldıran gibi bakan gözlerine tüm kusurlarımı doldurmuştu bende sonra kaçacak zamanı kolluyordu, efendileri ona birini daha öldürmenin ödülünü denizde yüzmek olarak sunmuş yıllar sonra kopacak bir fırtına gibi koynunda deprem saklıyordu salıyordu eski yunan tanrılarının topraklarını sen küçük adam insan tünelinin ötesindeki ben şimdi mektuplarımı gizlice oku bir celladım bir de ışığım var. III içimdeki sagnak yağmur Kubaba’nın ıslak gözlerinin eseri soluğumda savaşan naralara yenik düştüm küçük adam insan kavgaları beynimde akıcı bir demir telaşı cana dönmüş bir aşk,kovulur gibi bekletilir kiralık bir sarayda sütü içirilmemiş bir bebek gibi kiyamet çağrısında provası mahşerin, güneş,rengi icçin kırılır o an,gün yorulunca ay düşer gecenin dibine celladında üzerime gölgesi. sessizliğin sabrı tükenir düşmanının ağzıyla bir sevgili öldürme tarihidir bu küçük adam insaf,küçük onların denizinde üçbucuk haftalık bir tatille beslenir ruhum terketmez beni,içimdeki köşelere sızarım gözlerimi kapatarak arkamdan küfürleri seslenir soysuzluğu tanrılrı ile bölüşür sen aklımın ellerinden tut küçük adam yorulurum tanrı görür bin yılları kaç saniyede alırım selamlarını da tanrıya götürürüm. IV benim bir celladım var artık küçük adam dişi bir cellat hayatın sustuğu yerde teninden ayrılsın diye yüreğime tüm sancıları basmışım ellerine vermişim bütün bağırtıları kılıçtan keskin öfkeleri hayatımın ilk merdivenlerinde nöbet tutar kimseleri yaşamamışım celladımı yaşadığım kadar gözlerinde bana ait gür bir sancı o an bir tek sevgilidir sadece ılık ve yabancı. V dizlerinde gözlerimi unuttuğum cellat karların düştüğü bir vakit sana benzemeyen birine ver yolla gözlerimi sessizliğimi, sevincimi ve karanlıkta sancılara terktettiğin şiirlerimi çıktığım karanlık yolculukta lazım olurlar,beslenirim kendime seslenirim küçük adamıma masallar süslerim yasaklar ve kuralsızlıklar sonrası aşkların terkettiği zamanları son kez resmederim VI ruhuma en son işlediğin ihanetin motiflerinde okuyacağım dargın bir şiir yazdım,sesi denizlerde bir dalga gözleri,aşkını öldüren bir nazar elleri,sevdasını boğan bir zebani kalbi,herkesin uğradığı bir caddebaşı ağzı,her küfrün biriktiği sesli bir zindan ve kıvranan bir nezaketin mitolojik günahları, celladımda unuttuğum aşkımı ve gözlerimi almak için bu yolculuğa razı oldum küçük adam. birazdan bir nehrin kıyısında geçeceğim, cellat kanlı ellerini silecek ben de şiirler yazdığım kalemimi suya atacağım küçük adam birbirlerini öldürmek için gün kollayacak insanlar ben de hayata başladığım yerdeki noktaya varmış olacağım. Zeki Nurçin |