ARAFTA KALMANIN MÜŞKÜLÜ...
Demelere kandığım,
Desenlerinde kaybolduğum evrenin ayak izi, Bağlı basiretim, Kırık bir terennüm yine Dünde kalan; Kısık sesli niyazlarımın tek hâkimi Yine mabedimin solunda tutuklu rahmeti İçerken aşk adına ve şerbet tadında Bir iklim, Doğurgan dünyamın vebali şu miskin gölgem: Borani bir kıvam, Yansız bir kelam, Sonu gelmez bir selam Yine Hakkın andığı merhameti giyinip de geldiğim Dil yaram, Dünden miras bir kıbleyi de hele Edinmişken tek mesken. Tereddütsüz mahal verdiklerim… Satır arası bir belirteç tümden gelen coşkunun Tekil hezeyanı ve müebbet bir iklimde Donattığım kelamlarla nikâhım: Bir katre de olsa israf edemezken sevdayı, İllet bir terennüm eşrafın güdümlü isyanı. Haznemde ne çok kırık, Yordamaya kıyamadığım çocuk neşem: Hani olmazsa olmaz, demeye Yok, iken mecalim, Düşkün bir imde takılı aklın, Sondan başa güdümlü yine o mermi Kendi ellerimle öldürdüğüm yarınlarım… Sezen ama sazan addedilen, Sinen ama sindiremezken yalan beyanları, Kalbin infilakı her izdüşümünde yoksunluğun: Batıl bir rota olmasa da Vebali yine varlıksızlığımın teminatı Kara kalem bir resimde son rötuşu fırçanın Bağımsız oysa ressamın fıtratından, İnkılâp eylediği hangi rota ise Teamülü bin bir renkte tutkulu bir aşk, Hele ki zafiyet bildiği İkramında cüretkâr namelerin Bir mabedin dokunulmazlığı kadar kutsal iken Aşkın makberi, Gönülsüz olsa da fıtratı, Nice yangın yine veryansın; Bir boyutta katmer katmer açmaya meyilli Güllerden müteşekkil ömrün can pazarı. Nüansında ne tek düze ne de yanık bir kelam; Yarınlarına bağlı sandığı yine yüreğin teamülü Ve indinde sonsuzluk iken nifak sokan An ile arama, Arafta kalmanın müşkülü Yine bedensel idrakin mürşidi son bir darbe, Daha demenin zevkiyle yakarken bağrımı. |