İÇİN İÇİN KAN(A)DIĞIMIZ...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Kıstas sunmalıyım belki de. Hazansız bir gün dönümünde, şaklaban yüreğin ifratı mı yoksa hele ki sefillik diz boyu, hüsran da kaçınılmazken.
Öfkeyle kalkmaktansa öfkeyi mimleyen bir gönülsüzlükte yok etmek öncelikle israf edilen sevgiyi muteber bir konuma yerleştirmek akabinde esefle yıkamak koridorlarında kaybolduğumuz insanlık haritasını. Özdeş deyimler hâkim kılarken, suratı sirke satan ahkâmlar yüklerken birbirimize… Sözün bittiği yer değil asla bilakis sözlerin kıvılcım bellendiği ve kaçışların da sonlandırıldığı…
Dünsüz meziyetler, hali hazır
Birden bire buruşup attığımız mazi iken En ağır darbe Yine küpeştesinde ömrün Bir bir işkillenip yok saydığımız Nice ceberut gölge: Desenleri belki de yürek izinin Hani iz bilmez yol bilmez o güncede Saklı ruhun dağınıklığı. Feveran etmeksizin sükutu dilenmişken Ve sessizlik iken dillenen En meşru mertebe Ulaşmak gök kubbeye: Hem de tehir ettiğimiz tüm yorgunluğu Sırtlanmışken Tanrı, Bizi azat eden bir bilmece sadece Yürekten damıtılan Yüz göz olduğumuz şecere. Varlıksız bir mani tadında, Sıra dışı bir tezahür yine aşk’ı ırgat bilen Bir gönle düşmüşken yolumuz Nasıl da fevri ve beyhude Ruhun geri dönümsüz yolu: Hadi, dercesine evrene En muktedir imge, Sağalttığımız yine de için için kan(a)dığımız. Yüksünmeden sevmekse tüm teselli Makbere kadar yolun var, Demelerle eş değer Hükmü verilen tecelli. Öl dedim öncesizliğime, Teferruatını bilmediğim bir hutbeye sığındığım Tek izlek tek suret, Asılı rehavetin batağında Peyda olan malum sona yüklü kefaret. Gölgemden nasiplendim ansızın, Bukalemun imgelerde sağalttığım hezeyan ertesi Kalburüstü yalnızlık yine eşleşen Evrenin tek armağanı. Bir matemdi madem, Bir kelam bir rahle bir yürek; İçini boşalttığım asırlarca yüklü nedametin Görkemli vasıfsızlığı mücbir sebeplerle çoğaldığım, Yüz görümü bir istikamette darmadağın, Kanayan suresinde bilinmezin Kandığım yalanlarına gülen şeytan ahkâmların. İpliği pazarda nice beyhude tantana, Cafcaflı hegemonyalara yüklediğim Basireti bağlansa ne yazar, demek nasıl ki Muteber bir tını yine dağılmışlığımın huzmesine sığıntı Bir makamda yol vermişliği sergüzeşt bir sanrıda Kaybolmalarımın esrarı sadece Yüz görümü bir milatta saklı: Miadı dolmuş mutluluğun kayıp kaydı Evrende damıtılmış bir zerre de olsa Varlığın hezimetinde kayıp bir yargı. En aykırısından bir sancı tümleyen varlığımı: Kenetlendiğim keşfi yine derinde, Yine kerameti yitik bir tümce. Adsız sanrı yüklü; Bağdaş kurmuş hükmü belki de Dermansız bir gölgede konuşlu. |
Kalemin susmasın
________________________________ Selamlar