DAHA DÜN BİR
Sonu ölüm, şu yalancı dünyanın;
Ne darlanıp duruyorsun hey gönül… Sabır göster, tevekkül et, boyun eğ; Daha dün bir bugün iki ey gönül… Talihimle çoktan beri aram var; Kaderimde sıralanmış karam var; Diyorsun ki doksandokuz yaram var; Daha dün bir bugün iki ey gönül… Gözyaşımız kolay kolay diner mi? Terk eyleyen, artık geri döner mi? Dert çıramız birkaç günde söner mi? Daha dün bir bugün iki ey gönül… Kaç hicranın güllerini derdin ki; Kaç baharı kışa kurban verdin ki; Kaç günahın kapısından girdin ki; Daha dün bir bugün iki ey gönül… Kiracıyım, bu dünyada yapım yok; Malı, mülkü, gösterecek tapum yok; Diyorsun ki, çalınacak kapım yok; Daha dün bir bugün iki ey gönül… Verme aklın firarını dur biraz; Bir sen misin gözü yaşlı sor biraz; Deme sakın “iflah olmam” zor biraz; Daha dün bir bugün iki ey gönül… Beklenen şarkıyı bekleme çaldır; Buyur et maziyi son dansa kaldır; İstersen “özledim” diyerek çıldır; Daha dün bir bugün iki ey gönül… Bize de gün gelir gülümser kader; Çekilir başımdan bıkınca keder; Diyorsan hayırsız “nereye kadar”; Daha dün bir bugün iki ey gönül… Son vedası ölümle yarıştı; Tasalanma, huzuruna kavuştu; Biliyorum, saç sakala karıştı; Daha dün bir bugün iki ey gönül… Sussun artık içindeki zırdeli; Hüzün peşin mutluluğum vadeli; Yaşıyoruz sen akıllı ben deli; Daha dün bir bugün iki ey gönül… Ne var ki ölüme kızacak kadar; Sevdim ya aklımı bozacak kadar; Tek sözle makberi yazacak kadar; Daha dün bir bugün iki ey gönül… Ali ALTINLI – 01.12.2016 Saat: 16:53 |