Sis BezediHava nemli dağları sis bezedi Soldu bütün gelincikler, boyun büktü nergisler Sustu sema, sustu rüzgar, Yağmur düştü kirpiklerinden Güvercinler mavi gökte, güldü hain özlemler Bin yıldız ağladı, figan ürktü sesinden Dağlara düştü gazel Güneş bile yandı kendi renginden Gökleri sis bezedi. Bulutların elleri boş sanki yetim bahçede Efkarını sordum dudak büktü Bin ah düştü gözlere Soldu rüzgar saçlı kız Hüzün demli şiirde Ağıtlar yaktı hicran esen yellere Hüzne yattı tomurcuklar Rüzgar üşüdü güllerle nergisler Gelin gelin ağladı gelincikler Dağ bölüştü yüreğini Dağları sis bezedi. Utangaç maviler beyaz kefene sarılmış Dipsiz bir kar çölünde Sahne aynı oyuncular bir bedende Roller yitik imgelerle, solan mavi renklerde Susku milyon kere Öyle ya ! Ak gerdana geçirilmiş sancılar Şiir şiir, ülke ülke İçli çalıyor şimdi şarkılar Yüreğim yorgun, yüreğim eski Yüreğimi sis bezedi. Ne desem ne söylesem gönül hep zülf_i yare Gül tenli şafaklarda akşamlar gül_i zare Gül bülbüle, bülbül güle hasret pare pare Ne can_ı canan ne dost kaldı Yanar efkar_ı hane Yer suskun, gök sağır Kar düştü gönüllere Arz ile arşı , koyu bir sis bezedi. Yüksel Beyocaktan |