// ÇEŞM-İ CİHAN //Su yutkundu Göğe ve yere and olsun dedi Celp gönderin Kuyunun hasreti bendedir ! Gel ey aşk üveysi Gel sevi ertesi Kanadımın birini sana verdiğimden beri Ufalandı gözümde cümle kelam Arama sırrı aynalarda Kalmadı yüreğimde derman Makamım zamana denk düşmüyor Aç gönlün gözünü Gör halimi ayan beyan İtikatımın çatladığından sabır sızıyor Hiçliğim bu aşka emanet Çıkar sevdayı yokluğun kozasından Ateş bile utandı acziyetinden Uzatma sevda sürgünümü ey can Oy kara gözlüm Oy dağların maralı Yangınım Ağzından içmek vardı rahmeti Ah avucundan öpmek vardı şimdi Yanayım Kanadı kırık kuşları vuranların Etekleri zil çalmaz ki Bin gece yumağıdır gözlerin Ya öldür zifirinde Yahut gül yanığı göğsüne düşür beni Sordum aşkın sarrafına Tabiri caiz diye Zer/ eyledi Şimdi söyle bana ey içimin sufi yanı Simdi sen söyle ey Çeşm-i Cihan Su yutkunan toprak çatlağına kızar mı ? Ve yolu benden iz bildi Zerda/m Gönlünü Çöle ayna kuran kervana verdi Kendi dağına ateş açan eşkıyadır gözleri Gel ey yaralı ceylan Elini tutmam için daha kaç kavim geçmeli Aç kapıları ardına kadar Bir seher serinliğinde ırgalansın Elizan Bir rüzgar ki Adını hep dudağıma üfledi Kül yangınıma Kuş olup gitme ey can Dayan yüreğime Sin/ sine bildiğin kadar Yazılır kader elbet Yazılır ,sil baştan / MineKuş / |