Erbab-ı Keder Olan İnsanlarŞiirin hikayesini görmek için tıklayın İnsanoğlu;
Artık bu dünyaya yabancı bir varlık.Soğuk duvarlar arasında, ayakta durmaya çalışan cesetler gibi. Kimse gülmüyor, kimse yoldan geçerken tanımasa bile bir kişiye selam vermiyor, nasılsın demiyor. Niye? Neden? Herkesin sırtında bir küfe, o küfenin içinde şu kısacık ömrümüzde yaşadığımız yada önümüze çıkan keder,acı,hüzün,sinir,stres ne varsa içine dolduruyoruz ve onlarla yolumuza devam edip ölümü bekliyoruz. Dünya’ya tekrar mı geleceğiz Aziz dostlarım. Sevin,sevilin her şey düzene girer. Sen gülersen karşındaki de güler. O gülerse diğeri de güler. Sen gülersen tüm dünya güler. Belki buraya yazdıklarımla şiirde ki cümlelerim ters düşecekler. Ama unutmayın ki, bir gülümseme çoğu şeyi değiştirebilir. Keyifli okumalar. Gününüzden şiir eksik olmasın... Ali Talib EROL
O şehirde,
O sahilde, O bankta. Gün gün, Saat saat, Dakika dakika. Yüreğimize, gam gibi ağır gelir, meçhuller içinde kalmak. Araf’ta yaşamaya çalışmak. Ölüm mü daha kolaydır yoksa, Araf’ta yaşamak mı? Erbab-ı keder unvanını almış rütbeli insan topluluğu olan biz. Bekledik, bekliyoruz, bekleyeceğiz. O sahile gidip, o bankta oturmaya devam edeceğiz ve bekleyeceğiz. Araf’ın içinde, keder depreminde gamzede olan bu ruhlar, kederin erbabı olan büyük yürekler. “Neden” sorusunun cevabı olacak şeylerin peşinde koşup, zaman rüzgarında savrulup dağılmayacağız. Ben mi? Ben aynıyım. O bankta bekliyorum, seninle gelemediğimiz yerdeyim hâlâ. Turgut’un yaptığı gibi göğe bakıyorum. Gözlerim; mavinin derininde, beyazın koynunda hayal satın alıyor. Denizin dibinde inerken düşünceler, aklıma sarhoşluk yaratan bir soru çarpıyor. Sormaktan kaçıyorum. Belki, Yanıma gelirsen elinde bir kolye ve bir kahve ile, o zaman sorular gelmeden dile, cevaplarım oturur kelimelerin uyumuyla zihnime. Ben aynıyım hâlâ. Uyku ve gece ile pazarlık yapıyorum birkaç saat uyuyabilmek için. Dört, beş sigara rüşvet verdikten sonra, gözlerime geçiş izni veriliyor. Öyle işte… Ben oradayım ve bekliyorum. Vazgeçmek yok. Cahitler, Nazımlar, Turgutlar vazgeçmediyse ben niye vazgeçeyim ki? Gelir misin bilmiyorum. Ama ben bekliyorum. Sonuçta İsmail Abi yanılmış olamaz değil mi? “O gemi bir gün gelecek.” dediğine göre… Ali Talib EROL |