NERDEN BİLECEKSİN
Nereden bileceksin .
Bir hayal merdiveninin basamaklarında ilerleyip Hayalini her gün semaya çizdiğimi Sonra her gün yalnızlığımın hayalleriyle hırpalandığımı Nerden bileceksin Bir çift gözün beni nasıl takip ettiğini Beni ölümün rengiyle gark ettiğini Gri rengiydi bakışları ölümün Soğuktu üstelik Nerden bileceksin ölümün soğuk kokusu Mavilerimi nasıl aldığını Esaretine nasıl kurban gittiğimi Ölümün alnına yazmamıştı henüz kalemim Son şiirimi Kaç kez avutulmuşluğu bu bedbaht ömrümün Kaçıncı vuruş uydu şah damarına sevdamın Ölümdü ne de olsa bekleyen beni Morarmış çürük gecelerde kayboluşudur bedenimin Sen nereden bileceksin Alaz topraklarda biten birkaç gül Ne kadar dayanır susuzluğa Ömürleri bu kadar kısayken Ben de bir gül misali bedbaht bir ömür’e sahibim Bu Kısacık ömürde Sensizlikten muzdaripim üstelik Bak şimdi ılık bir nefes geziyor kör duygularımda Duygularım sopasız gezerken karanlıklarda Onları ezerken çıngıraklar kaldırımlarda O mor grimsi ölümün beni nasıl sardığını Sonra nasıl serdiğini yerlere Sadece küflü bir gecede yağan çiyler hissedecek Mermer soğukluğundaki bedenime inince Bekliyorum şimdi hayatın karanlık koridorlarında ölümü Ne bileceksin Semaya çizdiğim resimlerinin Elmas keskinliğinde ki gözlerinin beni kırk yerimden kestiğini Oysa senin bir yerin acısa Benim kırk yerim acırdı Sen acı bir ah çekecek olsan Benim nefesim ahlarla dolar daralırdı Uyumanı beklerken gecenin sessizliğinde bile Sana üşümelerim çoğalırdı Bir gün sende geleceksin elbet Hissedeceksin ölümün soğukluğunu Cesedimi sarsacaksın aç gözlerini diyeceksin Bak ben geldim diyeceksin Ama sonra anlayacaksın öksüz kaldığını Hissedeceksin bendeki ölümün soğukluğunu Pişmanlığın mor rengi vuracak şakaklarına Sadece ismim kalacak dudaklarında Sabahat Çelik |