Aşk mı neGecemin gövdesine Zümrüt saplı hançer gibi saplandı gözlerin Aklım başımdan zay oldu gitti... Mantığı beynimin kafesinden salıverdim Yetişir bunca yıllık mahpusluk! Her şeyi koyuverdim Yalnızlığımın gün sızmamış ovasına Bahar mı geliyor ne! Gözlerimin cıvıltısı cikla* sürüsü Avcılar şinya* gölgesinde ‘gonyak’ sızgını Kanadım olsa uçacakmış gibiyim Uçmak mesele değil de Gönlünün bahar çiçekleriyle süslü dallarına Tepetaklak konacakmış gibiyim... Yer gök ayni düşün sancısı Biletsizdir aşk gemisinin yolcusu Bir anıya aşk olmak bu geceye nasipmiş Nerede o volta suskunu gündüzlerim Elbet güleceğimi söyleyenlere bıyık altından gülüşlerim Ah ki kışın suda çıplak yüzercesine Dalsam tir tir titrediğim gözlerine Gece uslusu dereler gibi yatağına bayılsam... Dağın ardındaki güneşi tutup sarılsam Saçlarından sızan günü ful çiçeği gibi koklasam Rüzgâr yönünü şaşırmış Mevsim gününü şaşırmış Geceyle gündüz aklını kaçırmış olmalı Ah bir anlasam! Gönlümün nadasına aşk mı çiseliyor ne! *Cikla: Kıbrıs’a Bahar aylarında gelerek Baharı müjdeleyen ancak maalesef avlanmaları serbest olan göçmen kuşlardır. *Şinya: Özellikle Kıbrıs’ta yoğun olarak bulunan, Akdeniz’e özgü dikenli bodur bitki. |
Yüreğimin talebini kaleme komutlayan ilham, kaynağını değerli dostlarımın güzel yorumlarından almaktadır. Bu çok güzel yorumunuz için teşekkür ederim.
Hayırlı günler olsun hepimize.
Saygı ve selamlarımla.