SESSİZLİĞİN ÇIĞLIĞI
Yağmurun toprağa olan hasreti gibiydi,
Anlat,küçük bir damlanın gözümle birleştiği sahneyi... Prangalar vurulmuş gönlüme,yok yere, Ölüm olmalıydı sonu,ne çare hücre... Tek servetim o siyaha çalan buğulu gözlerin, Ya sus dinle beni ya da canımı yakmasın sözlerin... Kurduğum cümleyi tamamla ki kalmasın yarım, Hayallerimi suya düşürdüğün anları her an sayarım... Işığındı aydınlatan benim şu küçük dünyamı, Peki şimdi söyle kör karanlıklar bana revâmı ... Gecenin tam yarısı rüyalarım artık bana daldı, Senden yana bir hayalim bir de işte bu canım kaldı... Sessizliğin çığlığını duyar gibiyim,istemsiz, Korkularım bile korkar oldu artık,çaresiz.... |