ŞİRAZE-16
(Buğulu camlardan silinmez adın-16)
ŞİRAZE Ne yağmur yüklü bulutlar Getiriyor seni bana Ne de Islık çalan şu rüzgar Bir züğürt tesellisi Benim beklentim oysa Aklıma sen gelende Umarsızca seviniyor yüreğim Tam unutmuşken öksüzlüğümü Bir yaprak düşüyor ağaçtan Seni hatırlatıyor olduğunca Ne Feleğinin çemberinin dişlilerini Ne de Zamanın belini kırabiliyorum yokluğunda Nefes alamıyorum Boğuluyorum bu koca şehirde Sen diye Şiraze Aylardan Eylül Mevsim se hazan Gazel çöktü ağaçtaki yaprağa O yapraklar bir bir düştü toprağa Yeşil, kahveye Kahve, sarıya, dönüyorken çaresiz Kuşlar bile terk ettiler bacayı Hüzün hakim Park, bahçeye, doğaya Saksılarda menevişler kurudu “Ben gamlı hazan, sen se bahar Dinlede vazgeç” Ne senden geçerim Ne kaderimden Yükseklere Kar düşüyor Şiraze Şu aklıma yâr düşüyor şiraze Hele doldur saki sen şu kadehi Karşımda canan’ın gözleri vardır Cemalin de gördüm engir’i, mah’ı Sevdiğimin tatlı sözleri vardır Kemancı peşrevi no/lursun uzat Dertleri bu gece etmişim azat Elem’e,hüzüne kurulmuş mezat Maşukun anısı hazları vardır Makamda buselik güftede aşkım Açıldı bu gece sarayım köşküm Kanunda gizlidir ey saki meşkim O yarin işvesi nazları vardır Anason kokusu Ve mum kokusu Bir hengamedir kopuyor yüreğimde Daralıyorum Kırdığım kadehlerde Teselli edemezken beni Gecenin bir yarısında Aklımda sen Oracıkta sızıp kalıyorum Şiraze Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |