GÜLÜM-3
Taarruza geçti, hasretin gülüm
Gönül gözü ile, baktı gözlerin Ömür dehlizinde, kayboldu yolum Çınlar kulağımda, hala sözlerin İdil’den Hazar’a, coşup akmaya Mehtap eşliğinde, şemler yakmaya Doyamazdım canım, sana bakmaya Çıkar mı aklımdan, hatem yüzlerin Hüzün mendiline, sildim yaşımı Omuz yok ki, dayayayım, başımı Zaman tutukladı, hayal düşümü Yetmedi mi hala, cilve nazların Rüzgar ıslığında, gelen nağmeler Dertli bozlak olur, yüreğim deler Bu gönül bir kuzu, ardında meler Silinmez sahile, vuran izlerin Ne zaman kavuşur, elinle, elim Lâl oldu, sustu bak, konuşmaz dilim Dağıldı aşk ile, dokunan kilim İfşa oldu gayrı, bütün gizlerin Neden çıkar gibi çarpar bu yürek Özlem sancısına, dayanmak gerek Direnmeli her dem, hem de gülerek Gücü yeter mi ki, bilmem bizlerin Yanan yüreğimde tütse de duman Lüzumsuz diyor ki, demedim aman Feleğin çarkında, erirken zaman Sırası gelir mi, güzel hazların Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ ETEK YAZILARI TAARRUZ: Saldırıya, harekete geçmek DEHLİZ: Üstü kapalı, dar ve uzun geçit İDİL: Hazar Denizine dökülen bir ırmak MEHTAP: Ay ışığı olan gece ŞEM: Mum HATEM: Yüzük, mühür, cömert, son, en son NAĞME: Uyumlu ses, ezgi, melodi BOZLAK: . 1. Orta ve Güney Anadolu’nun birçok bölgesinde bir türkü ezgisi. 2. Bu ezgiyle söylenen, konusu acıklı türkü LÂL: Dili tutulan, konuşamayan, dilsiz İFŞA: Ortaya çıkan, açıklanan, gizliliği kalmayan |
ÖZÜNE EMEĞİNE SAĞLIK ANLAMLI ESER..