MUHABİR İMLER...
Zor olmamalı ekim düşleri,
Tarihe geçen güvenç ve sevgi eksiği O kekremsi gölgelere sığdırmaya çalıştıkça Demli bir buhran kadar aniden Yalayan yutan tehir edilmiş günlüğün izdüşümü: Kelama yatırdığım düşlere nispet adeta Düşüngeç yüklü ikilemlerle tozuttuğu aklın ırmaklarına Koyuverdiğim buharı üstünde saf kan yalnızlık. Muhabir imler, Kenetlendiğine teğet geçen Akıl tutulması: Ne nizam ne yalan Ne de sıradan, Sıra dışı buklelerini kırptığım Bir yıldızda kaykılmışlığı gök kubbenin. Zahir, demekten gayri Fazlasıyla hüzün buharı, Kerpetene dolanmış, Miadını doldurmuş Ve efkârı yüklenip de Çayır Başı durağında Mola verdiği şoförün: Hayli kaygılı bir kayıt, İnmekten men ettiği dünlerin Tıkış tıkış istilası Rahim bellediği yüreğin O rüküş boy aynasının sırlarına gömdüğüm, Sırlarla boğulduğum Sinemde yüklü yine de tehir ettiğim Varmamışlığın sancısı her dem Beklemeye değmez, deyip de Baş koyduğum batılın nirengi noktası. Satılmış vicdanların tantanası Ki kırık bir zincir, Pedalı kayıp bisikletin sunumundaki O özgürlük kadar da aymazlığın esaretinde Tek nokta atışına denk düştüğü mahremin Ve bilumum detay yine Tozutan aklın sanrılarına eklediğim Sütunlarla örtülü varlığı bahtın En batıl ama hep bellemek: Yüreğin tınısında hapis temenni edilesi mukadderat Ta ki gelip kapıyı çalana dek. |