Başka Bir Zaman Dilimine Gittiler
Deniz;güneşin şavkı vurduğu zaman,
Senin üstüne, Bir martıya,ya da bir karabatağa, Bakıp bakıp yazılır bu şiirler, Sabahın 0.6’sın da... Oltaya takılmayan balıklara, Kızılırken yazılır... Yanarsın sabah güneşinde, Kürekler ellerini acıtır, Sanki bir Forsa’sın açık denizlerde... Say ki o açıldığın denize, Binlerce eski zaman denizcisinin, Gözyaşı da karışmış... Acıtır eski aşklar, Ellerini acıtır,yüreğini acıtır, Tahta saplı küreklerle birlikte... Alırsın yanına bir seyyar radyo, Balıklarla beraber dinlersin... Sabahın altısında, Sevişen balıklar vardır belki, O anda deniz dibinde... İki dakika sonra senin oltanla, Aşk’larına kan doğranacağını bilmeden yüzüp duran... Radyonun sesi cılız da çıksa, Çalıyordur yine... ’’Baharı bekleyen kumrular gibi, Sen de beni bekle sakın unutma...’’ Beklemediler ve sabretmediler... Sadece; O yağız atların yelelerine tutunarak, Başka bir zaman dilimine gittiler... |