pazartesi
çok bildiğimiz sokakların bir adı yok artık
ağlasam da yararı yok, pazartesi günleri ellerimden tuttuğunda başı dönerdi ya sokakların, artık bir pazartesimiz bile yok yollara düşüyorum, sanki ateş sermişler yollarına ömrümün bileklerinden kesseler de kurtulsam diyorum neler neler gelmiyor ki aklıma o an yüksek bir binanın tepesinden bakıyorum bütün meydanlar kendi yörüngesinde dönüp duruyor dayanılmayacak görüntüler arasında sana uzanıyor ellerim sonra bir pazartesimizin olmadığını anlıyorum ikinci dünya savaşındaki şehre dönüyorum senden çok uzakta yaşayacağım diyorum hücrelerimle beraber bilek damarım titriyor sonra ’’durmadan bir yerimi kurcalıyor yoksulluk kalbi kırık bir ok nereyi vurabilirse orası oluyorum bazen’’ ve her pazartesiden sonra ömrümün sol omuzundan senden kalan hatıralar dökülüyor hep bir yanım eksik yaşıyorum yoruldum... |