GURBET BAHÇESİ
GURBET BAHÇESİ
Gurbet denilen dünya bahçesinde çok cefa çektik. Gün geldi sitem ettik öfkeden. Oysa bilirdik herşey sabırdan ibaretti. Lakin nefsimiz çoğu zaman bizi ezmıştı. Öfkeyle kalkıp zararla oturmuştuk hep. Ama cefa çektik diye vefasız olmadık. Vefa yüreğimizin bir köşesinde yatardı hep. Merhamet bizim kanımızda vardı. Atalarımızdan bulaşmıştı bize. Bazende kin ve nefret duygumuz kabarırdı. Ama kinimizde bize idi nefretimizde. Zülümlü dünyada yaşadık diye zülüm etmedik. Kanımız bozuk değildi, helal süt emmiştik. Hayasızlık edip hak yemedik. Oysa yüreğimizi çok incittiler. Ağladık, sızladık, sitem ettik. İmanımızda sabrımızda zayıftı. Çabuk küser çabuk darılırdık. Dua dolaya bilseydik dilimize, En ufak bir şeyde volkan olmazdık. Aslında bizimkisi cefa değildi çektiğimiz. Cefayı Hz.cafer çekmişti,o büyük insan. Hani Hz. Ali’ye caferin hatrına denilince, Canından vazgeçerdi,can isteselerdi onda. İşte vefa onlardaydı,cefayı o büyük insanlar çekmişti. Bizimkisi cefa değildi,imanımız zayıftı ondan. Dünya gurbet bahçesiydi ve onlar dimdik durdular ayakta. Çünkü imandı onlara yardımcı olan. Biz ise savruluyoruz en ufak bir rüzgarda. Çünkü bizim imanımız zayıftır Dilimiz duaya değil küfre alışkın. Yaradan biz sefillere iman nasip etsin. Yazan: Sinan TOKER Yazıldığı Tarih:30/09/2016(10:00) Siirt |