Yürüyüş Gecesi
Yağmurun suları, içinde koca bir çukur oluşturmuştu bile adamın
Islanmayı umursamıyordu, Bu sabah diğer sabahlardan farklıydı, Nefesimizi tuttuk ve ne olacağını, ne söyleyeceğini merakla bekledik... Nemli tren raylarına uzattığımız ayaklarımızı kendimize doğru çektik Maviler sonsuz bir boşluk dolduruyordu içimize, Kafamızın içinde şekiller değişiyordu, Ve yer, çok karanlıktı. Adamın çığlıkları bizi kendimize getirmeye yetiyordu Uzun bir yol yürümüştük bu çığlıklar arasında, Kıştı, soğuktu Yağmur bastı içimizi, ıslandık Durdu hafif hafif esen rüzgâr, Fakat dönüşü yok içimizdeki yağmurun Dalgakırana kadar yürüyecek, koşacak, ağlayacak ama dönecek içimize Ve gece, bir fısıltıya dönüştürecek konuşmalarımızı |