seni o derece seviyorum ki
seni o derece seviyorum ki
akıl idrak etmekte aciz kalıyor mesela dağ diyorum sana olan sevdama inan ki o dağ bile tepe kalıyor mesela okyanus diyorum sana olan sevdama, o okyanus var ya damla oluyor her şey mevzu sen olunca küçük kalıyor yeşil diyorum gözlerine ayder soluk kalıyor cehennem diyorum bakışına inan ki o da sönük kalıyor o güzelim boyuna servi diyorum pek de bodur kalıyor senin yanında servi bilmem iyi mi ediyorum kötü mü seni o derece seviyorum ki mantık işi değil güzelliğinin eşi emsali yok dünyada cennet desem güzelliğin için inanmazsın ama cennet bile pek yavan kalır şimdi kalkıp da abartma diyeceksin bana milyon kere söyledim seni sevdiğimi ne abartması seni güle anlatsam, gül mahcubiyetinden kızarır papatyaya anlatsam, papatya mecburiyetinden utanır çiçekler bile senden daha güzel kokmuyor bende bütün çiçeklerin toplamı, en güzeli seni o derece seviyorum ki olacak iş değil dudağının kenarına konmuş bir ben’im kendimi sende öyle hayal etmişim aval aval seni seyre dalmışım kendimi bile isteye sende yok saymışım seni birazcık safiyane olacak ama ben sanmışım adımı sorsan bana, inan adını söylerim garipsedin değil mi öyle açıp iri gözlerini tuhafsadın sözlerimi kabul et sen de sana olan sevdamı ve itiraf et kimse sevmedi seni benim gibi seni o derece seviyorum ki hesap tutmaz göğü göstersen sevdama ölçü emin ol çeyreği etmez sevdamın sığ sularında yüzerken herkes ve derinliğinde kaybolurken aşkının emin ol, göğün derinliği bile boyunu aşmaz sevdamın seni derinliğince ve genişliğince seviyorum alemin sana olan sevdama misal olamaz hiç kimse, ve dengi olamaz hiçbir şey mecnun yolda kalır benim sevdamın yanında ferhat sona kalır dağın ardında kerem yana kalır sazıyla içli içli seni o derece seviyorum ki kelimelerim cüce kalır yıldızları saysan ve ona teşbih etsen ve desen ki bana yıldız sayısınca seviyorsun beni yine de kabul etmem bunu az sayarım yıldızları o yıldızlar tespih adetincedir, sayılabilir, ölçülebilir ancak ve ancak sevdamın milyonda biri kadardır hem nasıl olur da gözün alabildiği bir şeyi gözün alamayacağı sevdama misal gösterirsin ruhuna temas ederken ruhum ve canına isabet ederken canım denk gelirken kalbine kalbim benden mutlusu olur mu ki bu dünyada sen dünyam olurken bana da o dünyada yaşamak farz olur, inan farz olur seni o derece seviyorum ki git işine diyorsun biliyorum ama bilmiyorsun ya da anlamak istemiyorsun benim işim gücüm sensin git işine derken ’git bana’ mı kastediyorsun eğer öyleyse senden sana giderim başı sen, sonu sen olan bir yolun mola vermeyen daimi ve kalıcı yolcusuyum başkası beni ne bilsin hem başkasından bana ne sen kendinden haber ver bana kendinden yani her iki cihan saadetimden |