sana şiirler yazdım geceler boyu
sana geceler boyu şiirler yazdım binlerce
dize dize gerdanlığına dizdim güzelce gökte ay üşüdü yerde papatya sen gelmedin şiirler boyunca boynu bükük kaldı sözlerimin kaşları çatık kaldı gözlerimin sana çığ gibi geldim, sana sel gibi geldim, sana yangın gibi geldim, oysa sende ne kadar az’dım; minnacık bile değildim, şuncacık el gibi gördün beni, esip giden yel gibi, kopan bir tel gibi göğü kucaklamıştım, mavi bir kurdele ile bağlamıştım içinde güneşi saklamıştım, milyonlarca yıldızı saçacaktım başından aşağı, maviye bürünecektin kocaman bir dünya olacaktın içinde yaşadığım bir kelebek kanatlanacaktı saçlarına konacaktı bir çiçek açacaktı yanağında dudağında tatlı bir gülüş bitecekti gözlerinde bir ışık saçacaktı sana ne kadar esmerdim, buğday gibi bana ne kadar beyazdın ay gibi rabbe beş vakit niyaz ederdim seninle olmayı dilerdim sana benden gelen her şey az gibiymiş meğer, toz gibi, tüy gibi, hiç gibi şimdi yokluğunu giyinmişim her tarafım ayaz her şey sensizliği bir dikişte iç gibi kolum kanadım kırılmış, betim benzim atmış sensizlik kol geziyor yüreğimde, ayak izleri beynimde her hücremde yokluğun yurt ediniyor bu bir kuşatma hareketidir, ele geçiriyor beni sensizlik tam tekmil teslimim sana ve dört yanı yalnızım ne hikmetse yoksulum sevdana, aç bırak beni başıboş bir kayığım okyanusuna, batır beni incecik bir fideyim rüzgarına, kır beni yaşamak hiç de adil değil böyle bana sensizliğin kara günleri çökmüş kalbimde sensizliğin kara gülleri açmış hiç de yaşanılır değil bu yaşam artık bana nerede akşam orada sabah ve allah’ın her günü milyonca ah değil mi bana yazık günah sana geceler boyu şiirler yazdım, binlerce dudağının kenarına ben ekledim, güzelce sevmedin beni bir türlü ısınamadın yazı düşlerken seninle sensiz kıştan çıkamadım |