Dokunma Bana Hayat
Gitmek zorundaysa artık yaşanan
Geçmek zorundaysa artık geçmeyen zaman Yitik düşler gibi Bitmek zorundaysa mutlulukla başlayan Ak hüzünlü ırmaklara o zaman Savur günlerini sarp kayalara At yıllarını uçurumdan uçuruma. Uyanınca her sabah Hazan rüzgarlarının kırdığı Kupkuru dallarda ara sevgi çiçeklerini Yok et hayallerini. Ah be hayat Biliyor musun şimdi dağlara kar düştü Öyle soğuk ki umutlar bak zemheri bile üşüdü Yıldızlar köşe bucak Penceremde ay küstü. Varlığın ne kadar da yalandı Ufuk bile inançlarımda talandı. Arzın sonsuzluğunda şimdi bomboş bir gökyüzü Elimde avucumda ne varsa hepsi bir bir yüzüstü Sonrası hep karmaşa, dilimde sözüm sustu. Şimdi dokunma artık hüznüme Uzak dur değme artık gözüme Kulak ver bir yol dinle İhanetler içinde dertli çalan sazıma. Nerede ikrar verdiğin hayaller İnkara durdu hep ettiğin o yeminler Bak durdu esmiyor artık Rüzgarın kokusuna yazdığım şiirler. Her şeyin ilacı zaman derler ya İnanma sakın Ne önemi var ki zamanın. Say ki hiç yoktum, hiç olmadım Çiçek kokan yüreğimle takıldım kaldım Çarkına bu acımasız hayatın. Beni her silişinde yeni baştan yazdığım Her sabah uyandığımda koynumda bulamadığım. Kararttın sen yeşil, pembe, maviyi Mısra mısra öldürdün sen bu şiir yüreği Ilık ılık içerken hiç görmediğim sevgini Elim ayağıma dolanırdı duyunca ayak sesini. Öyle ki ! Gözyaşımla büyüttüğüm gülün Dikenleri batıyor şimdi yüreğime Sözlerim kanıyor, soluğum küller arasında Gözlerim damlıyor yanaklarıma. Boş ver be hayat Sen git artık yoluna Haydi git Dokunma artık bana Dokunma yüreğime Hayallerim yeter , yeterde artar bana Hasret yangını gecelerde gizlice içime akar. Görmez, duymaz ama hissedersin Bilirsin ki ateş düştüğü yeri yakar. Yüksel Beyocaktan |
Bilirsin ki ateş düştüğü yeri yakar.
Gerçekten de öyle, yakıp kavuruyor.. Sevgim yüreğine can kalemine canım..