ÂŞIKYıllardan sonra Tuzla yürüyüşünde Eski bir iş arkadaşımla rastlaştım Oldum olası güzel giyinirdi Erkek güzeli.... Akademisyenliği, serveti, Kendi gözlerinde bir "lütuftu" kendileri. Yalnız bir kusuru vardı, sözleri, Hep, “Ben, beni, bana, benim” di Hemen hemen her sözünde kullanırdı. Ondan da kötüsü, Tedavisi yok sandığım, bir hastalığı vardı! Yıllarca birlikte çalıştık.... Her gün değilse, Her hafta anlatacak yeni bir sevgilisi vardı... Şu an ona rastlamak iyi oldu… Aklım, ağır düşüncelerle dolu; Belki onun saçmalıkları aklımı dağıtırdı. Ne de olsa yılların birikintisi vardı, Bilmediğim yeni serüvenleri olmalıydı.. Eeeeeee arkadaşım nasılsın? Hâlâ mı, nerde Şam orda akşam? Yoksa seni evde bekleyen biri var mı? Sorduğuma, pişman oldum. "Ben bunu hak ettim" diye söze başladı Bu defa dili boş boş atmıyordu. Kalbi konuşuyordu Gözleri nehir oldu Üzüleceksen, anlatma dedim...... Taş yürekli bildiğim adam, Aşık olmuş ağlıyordu.. Üzülme....dedim çekine, çekine, Belki diğerleri gibi bu da sana âşıktır, Ne biliyorsun? Arkadaşım tıkanmış konuşamıyordu.. O ağlıyor, Ben eski aşkları için söylediklerini düşünüyordum. O düşünceler aklımda resmi geçit yaptıkça, İçimden oh olsun diyordum. Böyle düşündüğüm için kendimi kınıyor, Susarak kendimi suçluyordum. Neyse... arkadaşın dili çözüldü, Anlattıkça kulağa saçma geliyordu. Sustum, kulaklarımı kapadım, o konuşuyordu. Ben dinler gibi yapıyor, Evime gitmek istiyordum.. Keşke o farketmeden gidebilsem diyordum. Asiye 2/ Temmuz/ 2016 |