NEVBAHAR
Sarkıtında susuz güller bıraktım
Dipsiz kuyularımın Mesh eyledim Teyemmüme talip sevinçlerimi Ağustos sabahlarında Zaman şimdi şükür secdesinde Ben kıraç gün doğumlarında Gerçek iklimlerde yaşanan Aşklar uğruna Uçup giden gül kokuları Mührünü vururken cana Laf anlatamaz zaman Bağrında yangın büyüten gülistana Her sancılı mazinin yükü Ölümlü dirilişler getirir aklıma Yüreği kırık aşklar baş verir Mesihin keskin kılıcına Gökyüzü gibi ağlar İzansız satırlarım Devasız kırlangıç uykularım Sonra devasa bir hüzün Gem vurur aklıma Hadi şimdi göster kendini Zapteyle cümlelerimi Aşinayım oldum olası cevrine Yaksan da çerağını gönül evimin Çöl esrarında su arayan bedeviyim En tılsımlı en asi rüzgârların Sığındığı yegane viraneyim Bak gör işte nasıl da cevrediyor Sana bu har Sence yeşertirmi gülümüzü Özlediğimiz nevbahar. Müşteba Güneş |