ÖLÜ RUHLAR
An: revnak bir günce;
Sükûtun ölümüne dair Ölü ruhların çıngarı; Densiz kelamdan öte Beyhude rükûsuna hicret döşenmiş patikanın En sakil rencide, dercesine… Kınında saf bir rütbe: Adsız tefekkürün soluk menkıbesinde saklı, Nicedir ulu; Hayli zora sokan münafık edimlerde saklı, Demek kadar itici bir milat, Ellerin izinde elem yüklü tevafuk Yine gönül düştü mü dara, Ve tıynetsiz bir makama gizlenmiş adsız nota. Dur durak bilmeden Meyleden göğe, Sokulan hicrin soluna, Belkilerden mütevellit olmasa da Gelip geleceği son rota. Tıknaz muafiyetler, Gönülsüz bedevi meşrepler: Hayli dolgun, Ucube mevkilerde solgun bir çiçek kadar Kıymete binmiş Kıyamet habercisi şu beşerin İndinde saklı tuttuğu: Adsız, reçetesiz; Miadı dolmaktan da öte, Ölüm ki varlığın tenezzül etmediği Bitap bir gölgede saklı tuttuğu: Tandan önce, Hükümranlığında gölgelerin, Sığınıp sığınacağım bir hutbede, Tüketmekten öte Türeyen bir dirayette, Sona ramak kala Bir kelamdan da öte O derin vücudu ses olan ukdelerin belki de… Basireti bağlı bir sancı: Teneşir paklasa da sakil bir sufi, Dercesine âdemoğlu: Batılın hazinesi, Hele ki sokarken hazneye kıvılcım yüklü Sanrılara sığınmakla eş değer Görünmezin bile rencide edildiği, Haktan öte olmaz ki baki rütbe, Bilumum kehanetlere sığmaktansa, Kaderin tefrikası yine tümden gelen O hezeyan. Gölgeli bir akşamı ötelerken Ruhsuz edimlerin teveccüh buyurduğu, Hayli sıdkı sıyrılmış bir günceye Sığındığım ve sığdırdığım Tevafukun izdüşümü. |
yüreğine sağlık ablam