Ahuzar/ım
Ey benim gönlümdeki ahuzar/ım
Sorgusuz ve sualsiz gönül kapılarıma adım atışında Karanlığımı aydınlatan sabahımı nurlandıran Gül mevsiminde sergilediğin sevdan ile Gönlümün en Latif halini almamalıydın Kin/dar düşüncelerin ile yerle yeksan edilişim Sonra alnıma yapıştırdığın kocaman ’Git ve bir daha gelme’ ile Benim olmadığın yankılanıyordu gönül hanemde Ve gözlerinden süzülüp yüreğime damlayan yas/ın Ömrümün heba oluşunu izletiyordu bana Sen benim ifşa edemediğim alem-i mahşerimsin Ey benim gönlümdeki ahuzar/ım Bir ben ağıtlıyorum sensizliğimdeki gecelere Bir ben kahr oluyorum leyl’imdeki ahrazlara Bir ben korlanıyorum Nemrud-i ateşle Sonra kendimi döküyorum Yakub’un göz pınarlarına Ve yutkunamadığım sen kalıyorsun dilimde Aklım ruhum savrulur iken gönlüme Dudaklarıma sirayet etmiş gözyaşlarınla Sen, sen diye hıçkıramadığımsın Ey benim gönlümdeki ahuzar/ım Artık ruhum savruluyor iç kanamalı susmalarına Sen şiddetinde artçı sarsıntılar taşıyor gönlüm Sayki zindanlarda yüreği harlanan Yusuf idim Sayki Musa’nın asasıyla sinesi yarılan idim Ardın sıra peşimden sürüklediğim ölüm ile SUSTUM..! Eyüb sabrı misali SUSTUM..! Suskunluğumu kalan ömrüme kefen biçip Ruhuna fatiha okuyamadığımsın Ey benim gönlümdeki ahuzar/ım Savrulur iken bedenim dudaklarımdan akan kelimelere Saçlarından dökülüyor yüreğimin yalnızlığı Veryansın ediyor ruhum AŞK’a akmayan dualara Alem-i aşka sürgün edilmiş omuzumdaki leşim ile Gözyaşımdaki son tebessümü ardımda bırakarak Ve bir lahza olsun hasbihale hasretle Ölümsüz AŞK’ı arzulamakta iken gönlüm Ey toprak.! Şehadetim ile benide bağrına basarmısın. Ey benim gönlümdeki ahuzar/ım Z/amansız gidişinin ardında kalan Kefensiz bedenimin kurak yalnızlığı Kabuk tutmayan yüreğimin fakir kelimeleri Ve Darbe-i azabın ile İsmail’i bir teslimiyet Hasılı kelam Ömre Arz-ı şükran, Afet-i can/sın yar Ayhan DOĞAN ---------------------------- Latif : Mülâyim. Yumuşak. Nâzik.Güzel. Şirin.lutf edici. Kindar : Kin tutan. İçinde kin ve garez besliyen. İfşa : Duyurmak. Meydana çıkarmak. Gizli bir şeyi herkese duyurmak. Âlem : Bütün cihan. Kâinat.Dünya. Mahşer : Toplanma yeri. Kıyametten sonra insanların tekrar dirilip toplanmaları ve toplandıkları yer. Ahraz : dilsiz, hem sağır hem dilsiz Sirayet : Yayılmak, bulaşmak, geçmek. Darbe : Vuruş, vurma, çarpma.Musibet, belâ, âfet, felâket. Azab : Eziyet. Büyük sıkıntı. Şiddetli elem Arz-ı şükran : Teşekkür etmek Afet-i can : can afeti. canı alıp götüren. canı candan geçiren. canı canana teslim eden Ahüzar : Ah çekip inleme |