Ve Melankoli
Öyle yanmasam da olurmuş bitene-gidene,ölene-kalana,sevene-sevmeyene,sevdiğime-sevmediğime...
Melankoli ne bırakır ki insanın avucuna nihayetinde külden başka... Kutsamıyorum artık,köküne kadar sünepe sevdaları,kendini içinde yok ettiğin sevgileri ve seni yerle yeksan eden kırgınlıkları,öfke,suçluluk ve pişmanlıkları...Geçmiş de gelecek de en vahim yanılgısı zira insanoğlunun... En fazla bir rüya şiddetinde üzebilir beni insanlar,olaylar ve durumlar...Çünkü ömür uzunluğunda bir rüya değil mi hayat zaten.Sahadan tribüne çıktım,oradan izliyorum olanı biteni... Geçmişe dönebilsem ,hayatıma duygusallığı, gereksiz melankoliyi çağıran bütün itkileri uzaklaştırırdım kendimden.Korkuların kaygıların duyguların yönettiği bir insan is perdesinin filtresinden bakar dünyaya...Hiçbir şeyi olduğu haliyle göremez,abartıp durur olanı.Duygusallığın neredeyse şeytani bir vasıf olduğunu geç anladığım bir zamandayım...Beni potansiyelimden çok aşağısına çeken de kendim olmama izin vermeyen de aşırı duyusallıklarımdı.Ne insanlar,ne kader.. Korktuğunla sınırlı özgürlük alanın çünkü,olmak istediğim insanla aramda ben varım ."Ne ararsan kendinde ara..."Öyle yapıyorum...Ne mesafe kaydettiysem bu sözden sonra zaten. Her yaşadığının sebebi de,sonucu da sensin."Yusyuvarlak dönen okun"vurduğusun.. Değmiyor hayat sustuklarına,korktuklarına,bıraktıklarına, kaldıklarına,ağladıklarına... Sen önce kendini anla,dünyanın geri kalanı seni anlar ve ona göre konumlanır nasılsa... Rüyada olduğunu anladığında,senaryoyu sen yazmaya başlarsın,hatırlasana... Herşey,içindeki dünyanın dışa yansıması,anla... |