3
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1210
Okunma

Anladım;
Yolculuğum bitmeden bitmeyecek
Yolun başında üzerime yapışan hüzün
Anladım;
Sıkıcı bir filmi kapatır gibi çekip gidilmiyor
Nefesin tıkansa da öykünden...
Pencereden bakar gibi bakamıyorum ne yapsam,
Dünyanın toz dumanı içine bulanan hayata
Ve eksilen varlığıma aldırmadan
Yorgun kanatlarıma eklenen ağırlığa
Ne kadar güçsüz ve yorgunsa
Çocukken kanatlarım,
Aynı acemilikle karşılıyor fırtınayı dallarım,
Çünkü;
Gittikçe güçlendirmiyor artık
Ruhuma eklenen yükleri hayatın.
Zaman sağır,
Bedenim ve
Öyküm de sağır
Hepsi bana rağmen işleyen
Bozuk bir saat kadranı gibi
Salınmada ağır ağır...
Kaynağından kopmuş
yalnız bir su damlası gibiyim
Kanal tıkalı
Bu yüzden duyamıyorum
Belki de okyanusun dingin sesini
Er geç hiçlik deryasına erer
Bütün damlalar
Mesele ;
Aslını ve özünü hissetmekte...
Elbet dinlemektedir
Söyleten
Bir eşik var sanıyorsun;
Gölgesinde tüm yaşanmışlıkların
Sabit dinginliğini arıyorsun
Sonbahar renginde de olsa yaşının
Oysa,
Yanlış beklentilerin çocuğu hüznün,
Çünkü ruhun derisidir keder...
Sonsuz dinginliğe aradığın geçit,
Ne arasın her şeyin fani olduğu iklimde?
O eşik;
Can emanetini teslim ettiğin yerde...
5.0
100% (4)