Eşik
Anladım;
Yolculuğum bitmeden bitmeyecek Yolun başında üzerime yapışan hüzün Anladım; Sıkıcı bir filmi kapatır gibi çekip gidilmiyor Nefesin tıkansa da öykünden... Pencereden bakar gibi bakamıyorum ne yapsam, Dünyanın toz dumanı içine bulanan hayata Ve eksilen varlığıma aldırmadan Yorgun kanatlarıma eklenen ağırlığa Ne kadar güçsüz ve yorgunsa Çocukken kanatlarım, Aynı acemilikle karşılıyor fırtınayı dallarım, Çünkü; Gittikçe güçlendirmiyor artık Ruhuma eklenen yükleri hayatın. Zaman sağır, Bedenim ve Öyküm de sağır Hepsi bana rağmen işleyen Bozuk bir saat kadranı gibi Salınmada ağır ağır... Kaynağından kopmuş yalnız bir su damlası gibiyim Kanal tıkalı Bu yüzden duyamıyorum Belki de okyanusun dingin sesini Er geç hiçlik deryasına erer Bütün damlalar Mesele ; Aslını ve özünü hissetmekte... Elbet dinlemektedir Söyleten Bir eşik var sanıyorsun; Gölgesinde tüm yaşanmışlıkların Sabit dinginliğini arıyorsun Sonbahar renginde de olsa yaşının Oysa, Yanlış beklentilerin çocuğu hüznün, Çünkü ruhun derisidir keder... Sonsuz dinginliğe aradığın geçit, Ne arasın her şeyin fani olduğu iklimde? O eşik; Can emanetini teslim ettiğin yerde... |
Kalemin susmasın
____________________________Selamlar