3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1273
Okunma
Ne karanlığa aldan, ne gündüze inan öylede böylede yaralar geçer zaman…
Ne sevgiye hükmet, ne de yüreğini teslim et
Sen kur; sen inşa et duyguların üstünde yüzde yüz hâkimiyet
Ki acıların, hayal kırıklıkların en az olsun; baktıkça hüzünlendiğin ellerinde kalan…
Ellerime bakıyordum, hayal kırıklıklarıma gözyaşımı akıtıyordum ki…
Bir ses duydum en inceden en inceye…
Köşede duran ressamların can yoldaşı bembeyaza boyanmış tuvalmiş meğerse…
Gel dedi gel bana bugünün gündüzünü, yarının karanlığını anlat en inceden en inceye…
Siyahın karasıyla gözlerimin karasını karıştırdım,
Saçlarımın akıyla beyazın akını…
Denizlerin mavisini ise senden çaldım…
Gözlerinden…
En derininden…
Şimşekler çaktı gönlümde
Karayla mavinin kesiştiği o ince çizgide…
Martı çığlıkları kulaklarımı delip geçti
Hâlbuki bugünüm çok yalnızdı bu umutları buraya kim çizdi?
Koyu kahve saçlarım atkuyruğu
Tuvale resmettim…
Mevsim sonbahar ve koyu kahve yapraklar…
Sararmış benzim tıpkı bu mayıs güneşi gibi,
Hasret kokuyor bu senede ilkbahar…
Tuvalin gözleri yaşla doldu
İşte bu da haziran yağmuru…
Benim yağmurlarım gibi sağanak
Bugünüm çok yalnız bir dal uzat ne olur bana tutunacak…
Geceme yıldızlar ekledim pırıl pırıl, perilere olmuş salıncak…
Tut beni ellerimden bulutlara çek kalırım istersen
Bugünden yarına yarından sonsuza dek
Sana tutunacak…
Sende yol alacak
Son bulacak…
Merve Gürek