ustaevvel zaman içinde zaman kendi içinde kayıp bir ülkeyken hiç bir kral tapınak bulamamış kendi inançsızlığına çıplaklık genetikmiş oysa kafasına taç takılmış iki ayaklı bedenlerde eşek arısı icat olmamış belli ki diller hep yutkunmuş her lisanda ta ki kadının biri şöyle esaslı bir çocuk doğurup krala ses verdirene kadar şimdi mi dil söze gelmiş sükut göze önce anlamaya çalışmış insanlık dinlemeden sonra anlatmaya koyulmuş hiç tepki vermeden hep çok bilmiş sert bir üslupla “anladın mı” demişler ama hiç kimse içtenlikle “anlatabildim mi” diyememiş insanlıkta kafa sallamış anlamış gibi salladıkça da daha anlaşılmaz ve daha yönetilir olmuş oysa geçmişini bilmeyen geleceğine nasıl yön versin cehalet bir yazgı değildir alın yazısı hiç değil okumalı insanlık nesilden nesile görmeli işitmeli dinlemeli özünde anlamalı ki anlatabilsin anlat be usta bir de senden dinleyelim demi az şekeri bol olsun sohbetinin bağdaş kursun inancım inançsızlığımın üzerine akort etmene de gerek yok ses versin yeter hüznün müsait bir yer bulsam ineceğim dememe aldırma be ustam ne mümkün ayrılık böyle bir kara sevda büyürken dizlerimde müsait bir ecel bulsam öleceğim dememe de aldırma ne mümkün ölmek böyle güçlü bir iman varken yüreğimde içerisi dışarısı orası şurası bilmem ben ustam dünyadaki yaşayan hiç bir gücün gücüne de gitmesin ama çekin artık uzuvlarınızı insanlığımızın üzerinden üç kuruşluk dünyada üç kuruş ile yetinin artık inanın ki bu dünya ve bu masmavi denizler hepimize yeter ben legolarımı bıraktığım gün büyüdüm siz de egolarınızı bir kenara bırakıp büyüyün artık hele hele alı da bizim ay yıldızı da bizim cumhuriyetimizdeki yarınlarımıza dünyadaki hiç kimse gölge etmeye kalkmasın güneş olur yakarız biline… ilhanaşıcıağustosikibinaltı |
Yüreğine kalemine sağlık
________________________________Selamlar