Yağmurlarda sizi ıslatacakBak yine korkutuyor gece avlusunda bekliyorum yüreğinin bir yağmur dokunuyor hiçliğine yüreğimi düşürüyorum güz yavrusu sokaklara ellerin olmayınca bir hiçlik daha kanıyor sonra bir gece daha korku dolu korku acımızı kanatır mı anne? Gidiyorum, geçmişimde tozlu bir sevda bırakarak yeni bir kırmızının kınında silahımı şiire buluyorum ne gece senden ne sen siyahtan ayrılıyorsun gözlerinde bir kahverengi çiçek beni bütün papatyalardan azat ediyorsun Gidiyorum, suya yazdığım bütün şiirlere bir dip not bırakarak ’’yağmurlarda sizi ıslatacak’’ Acıya kanan bir matemi gözlerinin isine doğru içinde bir gelecek aşk bir sessizlik tarafsızlığı sende bir yürek öyle içsiz bırakılmış sen öyle bir gidişi öyle bir cansız bedene ısmarlamışsın ki bütün cesetler ölü takliti yapmış küsmek değil bu hayır sadece konuşmaya takatsiz kalmak sana yazmazdım oysa küserdim kağıda mürekkebin kalemine senin kalemin mürekkep mi sanıyorsun güzel bakışlı kız senin yüreğinde içimin sarhoşluğu var geceler boyu seni isyan eden bir ağızdan çıkmış beynin ne dediğini umursamamış sözler kulaklarımın duymaya mecali kalmamış hatta duymamazlıktan geldiğim sözler Sen giderken öyle yazdım ki sana şimdi ben gidiyorum yine yazıyorum suya yazılmaktan ıslatamadığım kelimelerdi bunlar şimdi senin yağmurların ıslatacak burada benim yangınımı hiçbir yağmur söndüremeyecek hoşçakalacaksan hoşçakal! gönlümün en tenha sayfasında gönlüm olarak. |
Kutlarım
Selam ve saygılarımla