Pamuk şekerinden bedenler.
Nasıl gülüyoruz
Nasıl yürüyor, nefes alıyor, günaydın diyebiliyoruz, Nasıl yaşıyoruz. Ağır! ağır!! ağır!! düşüyor, üzerime Çocukların kahkahaları. Burada misket oynarken çok uzak değil hemen yanımızda, misket bombaları yağıyor üstüne kızlarımın oğullarımın. Bir adım ötemizde, Hani pencereyi açsak çığlıkları duyulacak el kadar bebeleri. Şimdi güneyde doğuda ölen bıdık ,Kürt’müş Türk’müş Arapmış ne anlamı var. Burada dizini çarpsa sarı saçlı ağlasa yürek dayanmaz. Ya siyah saçlı her gün ölüyor. Bunu niçin mi? yazdım. Yazmasam ağlardım, yazmasam şuracıkta alçakça ölecektim. Ateş olsam diyorum, öyle az buz değil, hani atom bombalarının yakıcılığında. Düşsem otağına puştun hayının çıyanın sakallıların otağına düşsem de yaksam... Sonra işe yaramazın tekiyim. |