" Kız kulesini öksürtecektim "Hani bana kız kulesinin elinden tutturacaktın, Ey saçı sakalı ağarmış istanbul Kumkapı kadar anason kokuyorum bu gece Ve senin bütün sokak lambalarının dilinde nihavent besteli ıslıklar Tesadüfen selamlaştığım her çalgıcı, Öl diye işaret ediyor denizi Bilemiyorum hangi sokağında vursam kendimi, Kapı isimliklerinde bu aşkın parmak izi Mevsim kaç renk gülümsese de Yağmurlar bildiği tonda yağarmış Cemreler düşlerimize düştüğü vakit, Yedi tepede tek gökkuşağının Kulağına gözyaşlarımı fısıldayıp Hani bildiğim bütün küfürleri bana unutturacaktın İçin acır mı senin de, Gözlerimin kan çanağını deniz sanıp, Kanat çırpan martıları seyrettiğinde Oysa üşümesin diye yalpalayan, Her kaldırımın üstünü yıldızlar ile örtecektim Oysa ben dalgaların yalnızlığına dayayıp sırtımı, Bir içimlik deniz kokusu sarıp, Kız kulesini öksürtecektim Tutamayacağın yeminler edip bir daha çağırma beni Yanağında ırzı kırık gecelerden kalma morluklar Aşık olabileceğim hangi güzelliğin varsa, Akşamdan kalma kelimelerle tükrük saçarak konuşuyor Saçlarından tutarak boğaz’ı, Martı kanatlarının beyazlığı ile yüzleştirmek istiyorken Ben gönlüme danışıyorum, Gönlüm sana danışıyor Ey renkli mumları bile yatsıya kadar yanamayan istanbul Hangi öfke ile ceketini omzuna attırırsın kız kulesinin Dahası anadolu kokulu bozlaklar düşer diline Yağmurlar canhıraş martı çığlıklarıyla sohbetteyken herşeyden habersiz Son kez boynumu bükerek yüz eğiyorum sana Bana günahsızmışsın gibi bakma bir daha Ya saçlarının kokusunu içimde saklayayım, Ya da her yalanına inanıp ölümüne koynunda uyuklayayım uytun ......... |