Şizofren Melek
Şizofren Melek
Bu akşam; Şiire sol yanım ile girmem gerekiyor, Ki düşünmek; anlatmak ağır suç Zulüm İnsanlığa kan kusturur sınır ötesinde! Şiiri kalemime göre dikleştiriyorum! Zaman ve mürekkepten çalmayı düşünmedim hiç.. Sokaklar taşıyamaz gerçekleri, Umut ışığı kısıldıkça, kısıtlandı düşler Her şair kendi sözleriyle asıldı Her söz yazarının dudaklarında patlar Gayrı İnsanlık kendi içinde bile! Kendine yasaklarla güne başlar.. Aklı başından göçmüş insan Serseri kurşun misali, nerede durur bilinmez! Günahlarını çıkarmak için Kendini kırklayan, emekçi Gönül kapısını aralar, Kendi içine bakar Çıkınındaki kuru ekmek kadar iyi biliyordu! Tanrıydı en büyük günahkâr…. Şehirlerin! Giriş çıkış kapıları dualarla tutulmuş Ayıp ki yorganın altına sığmaz oldu. Hayat! Takılıp kaldığın da gülüşlerimize İşte o an Ölüm; bir nefes alma biçimidir. İçimdeki çocuk şizofren bir melek Her nefes alışımda şiirlerin ufkunu genişletir. Söz, toplama kampında tutsak İmgeler, can dilenen bir mülteci Dilimde yapışıp kalan yurtsuz şiirler Özlemlerimi kanatıyor yarınlara!. Düşünmeyeceksin Üretmeyeceksin Ya susacak / ya da öleceksin… Zincirlenmiş gönül kapıları, Şiirlere giriş yasak! Barış türküleri Vurulmuş Şehirlerin! Sancılı ve ağrılı bir zulüm e sebebiyettir. Hücrelerde ertelenen ölümler Kabul görmemiş duaları dayatıyorlar halka!... Sınıf kavgasında umudu yitiren üreten, Yazgı der yenilgiye eğer başını Yıkar gönül bendini! Düşünmeyeceksin Üretmeyeceksin Ya susacak / ya da öleceksin… Ve bir sabah henüz gün doğmadan Hayatla ölüm arasına, gerdiği ipe Asar, İnsan kendini de. İnsanlık ölür.. Abdullah Oral |