insaninsan olan insan irdeler. her anını, her yaşını sorgular, değil mi ki yaşıyor, düşünüyor acılanıyor seviniyor muhasebeye girecek kendi kendine; çaresiz hesap verecek öyle olmasam, sevgili can senden önce ben düşmüş olmasam o yollara, kolay değil anlamazdım. dile gelip söylediklerini topyekun bakışlarında gizlediklerini hem otuz dokuz ham gök yılı yaşamış,acı tatlı hayatı hem sorgulamış olmalı kontrolsüz akan nehir zaman sence anıları yutar mı adam gibi yaşamayan anladım dese de inanma. ilmel yakin hiç hakkal yakinin yerini tutar mı. zirveye bir kala otuz dokuz ham gök yılı bitirdin mi tam da öyle olunur Dediğin ve diyemediğin gibi işin tuhafı zirvelere varılır kör kör / bön bön hala zirve aranır leylan’ın yanı başında leyla arar gibi bittiğinin farkına varamazsın bakar bakar yorulursun gerçeği gördüğün anda hayallerin büyüsü bozulur . dizdeki derman, gönüldeki ferman seni sen yapan her şey birden irtifa kaybetmeye başlar düzenli müsrifçe salgılanan adrenalinden mi hayal kırıklığından mı bilinmez tende ve ruhta tuhaf bir yorgunluk başlar her hücrene sirayet eder beynin kurguları değişir emirleri eskisi gibi değil artık hiçbir şey gayrı pembeler –otomatik- yeşile döner dünya dediğin koyu karanlık,hem dingin, birden bire yaşlanmış koca-karı sanırsın bine dayanmış yaşlar baş döndüren cinsinden anlayacağın her şey ters gitmeye başlar zirvelere uygun değil midir ne insan ya da zirveler insana göre mi değil kurulu saat birden niye bozulur tam zirvede bilemezsin neden her var bir ömür saatiyle birlikte doğar büyü bozulur o an tersine dönmeye başlar hızla akreple yelkovan inmek istersin, hemen tuhaf çıkışlara odaklı sen enginleri özlersin yerinirsin burnuna toprak kokusu gelir yağmur sonlarını gözlersin sık sık hem korkar hem sevinirsin ezip geçtiğin yılların sonunda biriktirdiğin bütün hatıraları tepeden tırnağa fulu kayıtlı her nesneyi çiğneyip geçtiğin cümle kaldırımları ıskalanan her değeri bir bir hatırlarsın. pişmanlıklar utanmalar sökün eder peş peşe kapını çalar sendeki sen zoraki kendi kendine biteviye hesaba zorlar anlarsın ki beynin bir bekleme salonudur yaşanılan her güzellik ve çirkinlik sökün etmiş kalabalık yollar ödeşmek adına sırasını kollar dersin ki azizim kırk yıllık soluksuz muhteşem çıkışın sonunda mademki zirve bu kadar; gidip es geçtiğim değerlere bir daha, tez yeni bir gözle bakayım . lakin iniş çıkış gibi değildir. Bazen sağlam basar yere bazen sendelenir insan en kötüsü düşülür; firesiz zirvelerden. artık ne beyniniz aynıdır ne de kaslarınız. besbelli ki her an’la, her zaman’la, vedalaşmaktır kalan hayat. usul usul olanı makbuldür. akıl başa ermiştir. kafatasına girmiştir. sonunda şükür olması gereken yerdedir. sindire sindire hoşça kal hayat demek, çıkış kadar heyecanlı olmasa da yine de nazik ve güzeldir. şiir de öyle. |
zaman
sence anıları yutar mı
adam gibi yaşamayan
anladım dese de
inanma.
ilmel yakin hiç
hakkal yakinin yerini tutar mı.
+
Hocam harika dizelerinizden önemli dersler çıkardık.Yüreğinize sağlık
Saygılarımla