Armağan
Sarı bir ege kaynıyor bugün
Olur mu deme Bugün benim doğumgünüm... Tembel yaşlı ve de naif bir hamağın kucağını Tercih ettiğim altıncı gündür Gök sereserpe öç almakta Karanlığın bekçisinden... Başımdan aşağı bir limon ağacı Habire gerdan kırmakta Rengini çaldırmış bilmeden Anlatsam kıskanırlar Sussam kaçar köşe bucak Velhasıl az önce Cır cır böcekleri çatlarken duvarlarımda Aldırmadan Bir telaşla dokundum sesine Gözlerimde dolanan delimsi bir hafıza kaybı Korktum unutmaktan Sonra utanıp unuttuğuma Hayıflanmaktan Sessiz şehirler bekliyor diye çok gemiyi bağlayıp limanına Ayın yüzünü düşürdük beraber Aksinde kördüğümlü kırk girdap Yadında kanayan ayrılığı gördük Derken küllendi sözlerimiz söndürüldü itinayla... Hadi bu sarıya kesmis bereketli topraklarda boğulan kadını bırak yağsın kendi göğünden Hadi bu göğsü köpürmüş hırçın ırmakta soluyan adamı bırak ağsın derinden Olabildiğince uzağa gitsin biri diğerinden Kim bilir çatlayan hırçın bir mavide buluşurlar bir gün Bil ki Mavi bir güneş doğar o gün Olur mu deme O gün benim doğumgünüm... |
Kalemin daim olsun
_______________________________Selamlar