VEDA
Perdemin kıyısından göz kırpan, güneşin ilk soluklarında
Sona ulaşır gün, daha ilk adımlarında Ve bir vedanın soluğu değer penceremin camına Ardında uluyan bir rüzgar, sessiz çığlıkla Adını sayıklatır bana, veda veda Sen ki, vardın, zamanları mechul olan Bir varmış bir yokmuş masallarındaki Evvel zamanlarında yitip gitmişsin Benki, Soluk benizli, unutulmuş bir takvim yaprağı Köşesinde darmadağın bir duvarın Beklerim kurtulmak adına, tüm dünya zamanlarında . . . Biriken geçmişim, sayfa sayfa, soyutlanamaz yaşamdan Her satırında bir izi, çıkar gün yüzüne zaman zaman Vakitler ki düşer bir bir, hasret mahlasıyla günün akşamında Gökyüzü boyanır, nihayetsiz bir son ile Yapraklar ki intihar eder dallarından rüzgara kapılıp Tüm acılar sırlanır, geçmişin geçmişliğinde … Biraz yorgunum, kim bilir? Kaç duygu birikti dudaklarımın arasında Söylenesi geldiği vakitlere, sessizlik çöktü Kelimeler, kelimeler anlamlarından ürktü Ki cümleler, lal gibi sessizleşti yokluğunla Ben, sessizliğinde sensizleştim. 27.06.2016 Murat DOĞAN |