kağıt mendil
yüzüm yok aynalarda
saç sakal dersen perişanım işte Ne fidan ne yeşil Kalan kuru bir dal sadece sen hangi yeşile katilsin yine hangi elinde tutarsın kurşunlarını bir yüreği daha vuracak sözlerinin sus sus ki dökmesin kurşunlar rujlu dudakların sus ki bir kağıt mendil acılarımı dindirsin sonra kış ol kar ol yağ yağabildiğin kadar yollarıma açtığın yaralar kapanıp gitsin Sen hangi yeşile katilsin hangi hançere sürmektesin bir canı daha kurutacak zehirli sözlerin sus sus ki sürmesin zehirleri, şerbetli dillerin sus ki topuklu ayakkabında yoldaş kağıt mendillerin bıraktığın bu acıları da dindirsin sonra güz ol yağmur ol sağanak sağanak yağ yollarıma sevdam sana karışıp gitsin s.eliot |
paylaşmanın en güzel yanı hele ki güzelliklere nail olmak yine bir esinti ve belirsiz bir anda nail olmak uzun bir sessizliğe ve derken kapıyı çalan mutlak duygular ki belirteci yine yazdıklarımızın yaptığı çağrışım.
edebiyatın güncesi aslında yaşanan her yeni gün.
saygılarımla...