Aşgana
Aşgana Aşhanedir aslında.
Tabanı toprak,duvarı taşdandır. Ocak başı evin. Tavansız ama en sıcak bölümü. Hartaması ya da çinkosu aksa da, Penceresi olmasa da, Bacası tütse de, Aşgana evin bir numarası. Kuru odunlar yan gelip,baş birleştirip yanar. Yaş olanlar duvara dikilip kurur. Aş burda pişer,burda doyulur. Masallar burada dinlenir. Muhabbet burada olur. Üzüntüler saklanır duvar deliklerine. Önü yanar insanın, Arkasından soğuk işler iliklerine. İşlesin varsın Burası aşkana. Duman akıtır gözleri. Gözler şimdi özler; Kızaran közleri. Şimdi doyamadığım ağlamaklar. Gelmiyorlar geri. İslendiğine mi gülüyor ? Annemin gelinlik resimleri. Altında sabır taşı gibi, Kapkara su güğümleri. Çürük fındık şişe geçerdi. Şiş de duvarın deliğine. Yanıncaya kadar bir sen, Bir ben ders yapardık sırayla. Sonrada kavga ederdik, Senin fındık büyük diye. Aşganada ocağın üst başında. Damlamayan bir yer vardı. Önce gelen orayı kapardı. Acılar tatlandı bulamıyorum. Tatlılar şimdi yasak yiyemiyorum. Aşganada üç beyaz varmıydı bilemiyorum. İyi hatırladığım bir şey daha var. Mutluluk bize beyaz bakardı. Gri baktığını, Hiç hatırlamıyorum. Orhan Semiz (Karacan) . Hartama:Eskiden evlerde çatı örtüsü olarak kullanılan ahşap malzeme |