Ey Göktengri!
Kısraktın henüz deli gibi koşmak isterdin,
Ay gibi parladın yağız yerimin gökyüzüne, Karatuğlar sordu seni bu seher vakti, Ey Göktengri! Kutsal ışığa uçmak mı isterdin? Bin kulağının sesi yankılandı gönül suyuma, Nedir bu kavgan cenkten mi çıktın yoksa, Halis kıymetin Ötüken düştü mü yoksa, Bulut yüzlü buğranı söndürdüler M’ola? Seslendim Oğuz Kağan’ın yüce obasına, Ne kulak vardır birden toplandılar etrafıma, Tengri’ye zafer veren mukaddes olursa, O zafer bizimdir, vakit cenk vakti. Semerkant’ın bulutlarını dağıtmışlar bir gecede, Esir düşmüş nice yiğit Buhara caddelerinde, Kan akar olmuş Nallahan’ın nehirlerinde, Yetmedi, kutsal şehirleri yakmışlar birde. Beygişin haber saldı bana topladım yiğitleri, Karşımıza korkağı çıkarma bunlar Türk nökeri, Dağların yamaçları kaynıyor sırtlanların kümesi, Biz cenk için hazırız, haydi ileri! Vardık vahşet üstüne vahşet gördük, Kor caddelerde cansız bedenler bulduk, Duman sindi üstümüze yolumuzu göremedik, Birden saldırdı düşman, pusuya düştük. Tengri için savaştık, çoğumuz öldük, Düşmanı Hazar’dan öteye kaçırdık, Kalsa da geriye cihanı saran duman, Vakit geldi, Tengri için intikam! |