Kayıp kızYedi renk açtım bu sabah saklayıp dikenlerimi günün labirentlerine şöyle uzun bir seyahate şahit tutacağım yolları sırtımda heybeler gözümde güneş gözlüğü kayıp çocuk gibiyim bulmalarını bekliyorum saklanıp bir köşeye ıpşıl bir bahar sabahı sıfırlayıp geride kalanları yine kendime saklanıyorum gölgemin bir kenarı yırtık ışık sızıyor içime renklerim pirizmadan geçip neşeleniyor evlerin camlarında henüz kabuk bağlamamış yaraların üstüne kıpkızıl bir korda dağlıyorum kılıcın ucunu ardımda şehirler dağlar ovalar kayba kaydoluyorum hudut kapısında çöl sıcağı güneş tepemde bulup sınır dışı ediyorlar saklandığım köşemden ötede tek bir taş tek bir yapı yok ne de bir ağaç gölgesi uzayıp gidiyor ısırgan tarlaları beri yanda güne bakanlar sarı sarı tarlalar uçsuz bucaksız ilham olsun diye içimdeki hüzün heykeli Van Gogh için dünyevi her şeyden arınmış bir ruhla yedi kez yemin bozuyorum duvarda kayıp ilanı kovboylar atlarını sürmede tırıs birinin terkisinde buluyorum kayıp kızı rüya değil birinci elden yaşıyorum yazılanı yeni libaslara sarındığımda ne parfüm kokmalı ne küf püf diye söndürüp eriyen mumu yeniden karacağım parafini kederleri al bir kurdelayla bağlayıp saklayacağım çeyiz sandığımda 7/Mayıs/2010/Cuma Yüksel Nimet Apel |