uyandım çocukluğumdan
biz o zamanlar,
yeni adım atmışken çocukluğun bir sokak ötesine... ilk adımlarımızken büyümeye ve acılara, sancılara ve aşklara.. yeni yeni öğrenirken paranın varlığını üstelik parasızlığın tam ortasında... oyunlardan başka şeylerle ilk kez tanıştığımız zamanlarda işte... hiç terbiye edilmediysek de açlıkla, bir ekmek parasının yoksunluğunu yeni öğrendiğimiz zamanlarda işte... babamın işsizliğiyle, yoksulluğuyla, yoksulluğumuzla tanıştığımız zamanlarda... hiç uyumayan, yalnızca koltukta sızıp kalan, sabahın ayazında çocuklarından gözlerini kaçırırcasına yatakta yorganı kafasına çeken babamın... anamın telaşlı, ürkek, hüzün dolu gözlerinde uyanıp sabaha selamlarken yoksunluğu sessiz sedasız, elde kalan bir tutam un’la erteleyip sabahı, başlarken günlere... ya da abimin bir arkadaştan ekmek parası bulabilmek için ayazında sabahın bisikletle katettiği yollarda... ’uyandım çocukluğumdan büyük kâbuslara..’ |