GÖÇÜŞ SESİSevgi, huzur, hep el ele yürüyüşüm duruverdi, Rüzgâr savurdu öteye, mutluluk beride kaldı. Yaşlılık dört bir yanımdan, beni birden vuruverdi, Acısıyla, tatlısıyla, bir ömür geride kaldı.... Gençlik, ömrün hoş demiydi, çiçekler, güller içinde... Anam, babam, sevenlerim... Hep müşfik eller içinde... Ahşap konak, anılarım, eflâtun tüller içinde Unutmadım, unutamam, gönlüm hep orada kaldı... Yaşanmış bunca güzellik, bazen sevinç, bazen hüzün, Kâh baharın umut rengi, kâh sarı çehresi güzün... Ve hiç kaybolmayan hayâl, özlediğim güzel yüzün, Yüreğimde sarmaş- dolaş, hepsi bir arada kaldı. Sarı çiçek, gün ışığı, gökyüzünün mavi rengi, Kuş sesleri ve şarkılar... Hepsi mutluluğun dengi... Acımasız zaman kesti, sürüp giden bu âhengi, Sazların sesi kesildi, şarkılar yarıda kaldı, Geceler öyle ışıksız, belirsiz hep yarınlarım, Bir yanda tüm sevdiklerim, evlatlarım, torunlarım, Ve bir yanda, zulmü her gün artan zalim sorunlarım; Gitmek mi zor, kalmak mı zor? Aklım, bu soruda kaldı. Bilgi, hüner, başarılar, hepsi onur verir ferde, Arının topladığı bal, bu birikim, hani nerde? Üç beş şiir kırıntısı...Bomboş petekler yerlerde, Gong vuruldu, perde indi... ’Bütün bal, arıda kaldı...’ * Ünal Beşkese *(Üstat Cahit Sıtkı Tarancı’nın deyişidir) |