TURNAM
Gardırobumda biriken bir atıf var
giysilerimde konuşmak isteyen bir çaba yazdıklarımı gizleyemem artık okunsun diye sokağa bağışlıyorum yollarda uçuşuyor benim hayatım küçük bir çocuk bakıp gülümsüyor bazen en güzel his en naif olandır çocuğun anlayışını seviyorum... Bir bahar daha geçer mevsim döngüsüdür her kum her ağaç gölge verir kirpiklerime okunmayı bekleyen bir kitabın ayraç’ı olurum... bir hayal kuyusuna eğilmiş bakıyorum suyun tadına varmadan kurur su ayaklarım durur gitmekten güller sayıklar ışığı ... konuşacak kimse kalmadı kavramaktan korktuğum soğuklukla doldu üstüme geldiğinde gördüğüm çorak bedenimi küle yatırmış boğuluşlar.. Kesik parmağımdan içeri dolar toz mikrop kapar gökkuşağı bakmak zevk vermiyor Ne gariptir yaşamak ölmek ne gariptir ne tuhaftır mevsimler istikrarsızdır sevinç üzülmenin sonu yoktur... eteklerindeki taşları döker ağızlar terk olurum... ağır bir durum devrilişim gözlerinden ve sonuncu kez yağmaladığım şefkat çantamda akıl sır ermez bir dünya fermuarlara gizlediğim düş yazım ... yalnızlıkla yarışır sessizlik ruhum... şehirin küfünden bağlı sımsıkı... |