Gelincik
Yağmur taşıyan göklerin
Alaz döşlü, nazar benekli nazlısı Kalbinin kanatlarını Uçurturken aşkın tılsımlı sesleri Savrulan saçlarının üzerinde mavi kanatlı bir kelebek Gamzelerinin, hüzünlerimi öldüren gülümsemesiyle Bugün yine sen geçiyorsun aklımdan... Ne hallerdeyim bir bilebilsen Bir iç geçirmene bin ölüm yaşıyorum Bir tebessümünle tamam oluyor eksikliğim Dalınca hayaline Şakaklarından aşağıya Aşk olup iniyor kırk ikindileri Usul usul gül yaprakları açtığını görüyorum yanaklarında Gözlerim gözlerinle kutsanıyor İçerin çocuklaşıyor çarpana çalıyor kalbin Yol yordam yağmur yaş ardında kalıyor Sevildikçe büyüyor gözbebeklerin Leylak kokulu bahçelerin Güneşe yaslanan çehresinde Örgülü zülüflerinin kurdelesi çözülüyor Papatya taçlı çiçeklerin ellerinde güller Uçuşan baharla geçiyor kirpiklerinden Alnının ortasında doğuştan sevdalı Kan kaynatan ruhumun hayat öpücüğü Dünyamı döndürüyor başının üstünde gelincik Hiç baktın mı etrafına Hiç düşündün mü? Senin okuduğun okul sıralarından geçen Kaç kız düşlerini taşıyor senin Sivas meydanında Ankara garında Üsküdar vapurunda Kaç zülüf adınla taçlanıyor Kız kulesinde hangi zehirli sürüngen Bekliyor kanatmak için tenini Başucunda kaç yıldız dansa duruyor Benden gayri hangi göçebe hayat Hayallerin ortasında uyanıyor adını sayıklayarak Aklıma düştükçe bebek kokan tenin Düşüncelerim sapıyor Kim istemez ki benim sevdiğim gibi sevilmeyi Kim istemez en efsunlu sözcüklerle ruhunu beslemeyi Sen hissetmez misin? Fırtınalı kentin havuzlu kavşaklarında yağmalanan düşlerimi Nasıl anlarsın sana dokunmadan doymadan Çoğalan arzuların sesiyle türkülere dokuduğum özlemlerimi Senden gayri hangi çiçek anlatır Umudun renkleriyle aşkın gözbebeğinin sevisini Hatıraları unutulan şehrin gecelerinin köhne ışıklarından Biz geçip gidiyoruz yağmursuz, derbeder Biz yok oluyoruz Beklentilerin can çekişen gölgesinde susarak Farkında olmadan biz bizi öldürüyoruz Bilmelisin ki Bir gömleğin iki yakasındaki ilikle düğme biziz Birbirimize kilitlenmedikçe Bağrımız çıplak kalacak döşümüz yanacaktır Ağaçlar gazel dökecek Mevsimler hep sonbahar olacaktır Bekletmeye alıştırdığın Beklediğin gün gelmeyecektir Öyle ucuz sapmalarla avutma kendini Gün gelir batar mavi güverteli gemilerin Geri dönmez turnalar Begonyalar süsler bensiz penceremi Aklımdan geçtiğinle kalırsın baş başa Ateşin Suyun kıyısında… Yarın geç olabilir Gün bugünkü gün Vakit sevme vaktidir Bütün çiçekler sen Bütün çiçekler gelincik oluyorken sevgili |
Merhaba,
Nefis bir anlatım! Kutlarım !
Teşekkür ederim saygılar.