mayısa bak sen
rüzgarın korktuğu bir zaman
şu cevizin yaprağı olsam bizim mayısın o bulutsuz herhangi bir kaçamağında beklerdim kımıldamadan sabır dediğin bir umutsuz yağmuru kime sorsam erkenden gelen temmuz hadi aşka keskin bıçağında damla damla aksam taze bir söğütün acemi gölgesi olsam hatırım ufacık sayılsa güneşten bir dolu öğütün rüzgarın yorduğu bir zaman mesele üç beş çakılsa kesin uzanırdı ellerim dizelerim an be an kıvrılırken dereye denize varmadan durulsam kavgasındayken güneşlerim ah be kuşlar nereye neden nasıl diye kurcalasam bulunur mu özlediklerim senin mayısın huzursuz herhangi bir saçağına öfkeyle dolsam bir kar tanesi yola koyulsa alıntı bir şubattan pişman yağıp yağacağına düşünürdü deliliklerim sekiz kol toplasan bir bir bu adam soyulsa hep yavaşsınız dediklerim duysan o ara birazcık tabuttan şu gecenin bir yıldızı olsam mayısın firari bir ocağına rüzgarın sırnaştığı bir zaman ta içinde bozkır karanlığımın dağılmazdı ki beyaz tellerim düşersem başka alemin kucağına eski saatimi önceden bir kursam tam aykırıyken gelinciklerim buğday tanesi bu duan bir daha uyanmasa bir kez eylüldekilerim neyse mayıs sabahı çalınan elaya hapis gözlerim bir inansa eze eze şiirde gizlediklerim benden bir şey hatta hiç bir şey ekmek kırıntısı bile olmayacağına hoş bilsen ne olur yazdım geçtim yatay düşey bir gün belki mayısta ithafen hem okunur hem sana dokunur ama doğru ama sehven dr.süreyya önder |